13 Nisan 2013 Cumartesi

Yeşilçam Emektarlarından

               


Ünal Gürel (1935-8.4.2002)

      Sanat yaşamına tiyatro ile başlayan Ünal Gürel, çeşitli topluluklarda görev yaptı. Tiyatronun dışında, 1964 yılında kamera karşısına geçerek, sinema filmlerinde de rol alan sanatçı, aynı zamanda seslendirme çalışmaları yapmıştır. Özellikle Kemal Sunal ile birlikte rol aldığı Sakar Şakir filmindeki Gardırop Fuat rolüyle anımsanır. Komedi ağırlıklı filmlerde yardımcı oyuncu olarak rol almıştır. Hatırda kalan son rolü, 1992 yılında Mahallenin Muhtarları dizisindeki Berber rolü olmuştur.

      Kalp yetmezliği sonucu 67 yaşında vefat eden Gürel, Feriköy mezarlığına defnedilmiştir..
Sinemamızın Gardırop Fuat’ına saygılarımızla…
“Bak kardeşim ben sinirli bir adamım…”
“Simdi ananı laciverte boyadım!”
“Yüz yıl da hapis yatsam geberteceğim seni!”
“O adamı İstanbul kazan ben kepçe arayacağım! Kırılmadık yerini bırakmayacağım! İki bacağını böyle cartttt!! Hıııaaaa!!!”
“Cehennemin dibine de gitsen bulacağım seni! Gel biraz döveyim! Gel biraz dövüp de hıncımı alayım!”
“Yanıyorum ama beni yakanı da yakacağım! Sizi de yakacağım! Mahalleyi de yakacağım! Hepinizi yakacağım ulan inekler!”
Bu cümleleri hatırlayanınız var mı? Ya da şöyle sorayım: bu cümleleri unutanınız var mı?
O, sinemamızın “Gardırop Fuat”ı… İri cüsseli, pala bıyıklı, kötü/komik adamı: Ünal Gürel…
Sinemaya Namus Uğruna adlı film ile adım atan Gürel, tiyatro kökenli usta bir oyuncu… Profesyonel bir seslendirme sanatçısı…
     Tiyatroya yıllarca emek vermiş bir sanatçı olmasına rağmen, onu bize tanıtan, şüphesiz ki Kemal Sunal’lı güldürü filmleri olmuştur. Çabuk üretilip hızlıca tüketilen Kemal Sunal komedilerinde, yeni bir damarın öncüsü olan Gürel, iri yapısı, pala bıyıkları ve sert mizacı ile güçlü ama yenilmeye mahkum, her türlü talihsizliklerin başına geldiği kötü adamı, birkaç filmde de olsa unutulmayacak bir başarı ile oynamıştır.
      Onu unutulmaz kılan en önemli rol ise şüphesiz ki Sakar Şakir adlı filmindeki Gardırop Fuat rolüdür. İlk filmlerinde canlandırdığı arka plandaki salon erkeği tiplemesi ya da Kemal Sunal’lı filmlere kadar oynadığı diğer filmlerdeki silik yan roller, onu izleyiciye kabul ettirememiş, sert surat yapısı ile birçoğu birkaç filmden sonra kaybolmuş, sinemamızın yüzlerce karakter oyuncusundan biri olmasına ramak kala, Hanzo filmi ile ilk dikkat çekici performansını sergilemiştir.
      Yıllarca ormanda kalmış ve insanlığı unutmuş koca bir bebek olan Hanzo’yu yola getirmeye çalışan iki hasta bakıcından biri olan Hastabakıcı Cemal, Hanzo’nun kendini savunmak için yaptığı sert hareketler sonucu verdiği tepkiler ile izleyiciyi güldürmüş, dikkatleri üzerinde toplamış ve ilk önemli rol teklifini almıştır: Gardırop Fuat…
     Babasından miras kalan bakkal dükkanını almak için yola çıkan Şakir’in hikayesinin anlatıldığı güldürü filminde, Kemal Sunal’ın canlandırdığı Sakar Şakir karakterinin yolu, Gardırop Fuat ile otobüste kesişir ve talihsizlikler silsilesi başlar. İşte bu filmde Gürel’in canlandırdığı Fuat karakteri, izleyenleri çok güldürür ve kendisinin yıllarca bu rolle hatırlanmasını sağlar


 
Yadigar Ejder(Kuzu) - Sivas
05.10.1947 / 14.01.1992

  Gerçek adı Yadigar Kuzu, 
Türk sinema sanatçısı.
"Türk sinemasının dev adamı" olarak bilinen sanatçı, 100'ün üzerinde filmde yardımcı oyuncu olarak rol almıştır. Ev kirasını ödeyemediği için evinden çıkartılmış, geceyi geçirmek için gittiği Taksim parkında, bir bankın üzerinde donarak hayata veda etmiştir. Riyavettir ki Taksim parkında donarak ölmüş, rivayettir ki yemek yedikten sonra girdiği lokantanın tuvaletinde ayağı kaymış, başını taşa vurarak oracıkta hayatını kaybetmiştir.

      18 yıl önce yarın bir adam donarak öldü.
Kutuplarda, buzullu coğrafyaların ortasında, karlı boranlı tepelerin, dağların kuytusunda olmadı ölümü. İstanbul'da, Taksim Parkı'nda, ahşap bir bankın üzerinde üşüye titreye, donarak öldü adam.
Adı Yadigâr Ejder, memleketi Sivas, yaşı 45, işi dayak yemekti.
     Yeşilçam Sineması öyle istedi, dev gibi cüssesine rağmen tıfıl jönler, çelimsiz yıldızlar tarafından biteviye dövülüp, yerden yere çarpıldı.
Senaryoların rol icabı ezdiği bu dev adam gerçek yaşamda da yoksulluğun sillesini yemişti. Kirasını ödeyemediği için evinden kapı dışarı edildi, evsiz geçen ilk soğuk gecede o parka sığındı. Sabah karanlığında çöpçüler buldu cesedini. Kaskatı kesilmiş iri kıyım bedeni kırılgan bir cam heykel gibiydi. Beyoğlu'nda "artist kahvelerinde" solgun, sararmış siyah beyaz fotoğrafları asılı duruyor şimdi. Ocakçı resme takıldığımı görünce fısıldıyor kulağıma; "Tipi azmandı ama kuzu gibi adamdı. Zaten soyadı da Kuzu'ydu. Yapımcılar şekli şemaline bakıp 'Ne Kuzu'su kardeşim. Sen ejderha gibi adamsın. Soyadını Ejder yaptık' demişlerdi." Özledim seni koca adam. Yattığın yer sıcacıktır umarım. Sevgiler sana.
Savaş Ay....2010



Arap Celal (1922 – 29.12.1993)

     Celal Yonat 1922 yılında Sivas’ta doğdu.İlkokuldan sonra çalışma hayatına atıldı.Bir süre Burhaneddin Tepsi ve İsmail Dümbüllü topluluklarında çalıştı. Sinemaya 1948 yılında figüran olarak girdi ve daha çok Arap Celal ismi ile tanındı. Çoğunlukla küçük karakter rollerinde oynadı. Film yapımcısı Kayahan Arıkan, çektiği bazı filmlerde onu filmin yardımcısı olarak gösterdi. Foto romanlarda da oynadı. Son yıllarında Behçet Nacar‘ın Beyoğlu’nda bulunan film-foto roman çekimi yapılan dairesinin bakıcılığını yaptı.Yeşilçam’ın sevilen,sayılan oyuncusu olarak yer aldı.
     Yaşamı geçim sıkıntıları içinde geçti. 29.12.1993′de yılbaşına 3 gün kala vefat etti


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder